28 Ekim 2013 Pazartesi

Şeker Portakalı( Kitap Özeti ve İncelemesi)

Kitabın Adı: Şeker Portakalı
Yazarı: Jose Mauro De Vasconcelos
Yayın Evi: Can Yayınları
Basım Yılı: 1983

Kitabın Özeti

Zeze, çok çocuklu fakir bir ailenin çocuğudur. Yaramazlık damarına işlemiştir. Yaptığı yaramazlıklar sonrası yediği dayaklar onun arsızlaşmasına neden olmuştur.

Daha beş yaşında iken okula gönderildi.  Okul müdürü onu çok küçük olduğu için okula kabul etmedi. Ancak okula gitmeden okuma yazma öğrendiği için onu okula kabul ettiler. Okulda çok başarılı idi ama bunun yanı sıra yaramazlıklarına da devam etmekteydi.

En büyük tutkusu arabaların arkasına asılarak oynadıkları yarasa oyunu idi. Zeze’nin hayran olduğu bir kişi vardı ki o da dayısı Edmundo'ydu. Noel günü gelip çatmıştı. Noel günündeki büyük heyecan ve mutluluk hiçbir hediye alamaları sonucunda büyük bir üzüntüye dönüştü. Zeze, kendinden çok küçük kardeşi Luis’e üzülüyordu...

Oyuncak dağılacak yere abisi Totoca’nın kendilerini götürmesini istedi ama bu teklifleri reddedildi. Kendi çabalarıyla sabah saatlerinde kalkıp oraya gittiler ama onlar oraya gittiklerinde tüm oyuncaklar bitmişti.

Yoksulluk hat safhaya ulaşınca başka bir eve taşınmak zorunda kaldılar. Ablası Zeze’ye bir Şeker Portakalı aldı ve bu günden sonra hayatı değişti. Bu ağaç Zeze’nin en yakın arkadaşı oldu. Birlikte zaman geçirip sürekli konuşur oldular.

İlerleyen zamanlarda Zeze ile arkadaşları yine araba arkasına asılıp gitme(Yarasa Oyunu) oynunu oynamaya koyuldular. Portuga isimli zengin bir adamın arabasının arkasına asılan Zeze, o gün adamdan okkalı bir dayak yedi.

Babasının parasızlığına acıyan Zeze, bir sokak şarkıcısı ile okuldan kaçıp çalışır oldu. Babası bunu öğrendi ve onu hastanelik edene kadar dövdü...

Zeze’nin ayağı kesilmiş seke seke okula gidiyordu. Portuga arkasından geldi ve onu alıp hastaneye götürdü, tedavi ettirdi. Sonra ona pasta ısmarladı. Aralarında samimi bir dostluk başladı. Portuga işinden arta kalan zamanlarda onu gezdiriyordu. Zeze, ailesinden kendini evlatlık almasını dahi istemişti…

Yol yapım çalışması yapılacaktı ve Zeze’nin, Şeker Portakalı o alan içinde kaldığı için kesileceği söylenmişti. Zeze çok üzülmüştü ama Portuga’nın hayatında olması onu bir nevi teselli ediyordu. Bir gün derste gelen bir haberle Zeze yıkıldı. Portuga, tren çarpması sonucunda hayattan ayrılmıştı. Bu kötü olay onu yataklara düşürdü. Babası bir iş bulmuştu Zeze’ye mutlu bir haber ulaştırdı. Şeker Portakalı kesilmekten vazgeçilmişti.

KİTAPTAKİ ŞAHIŞLAR:

ZEZE: Küçük yaşta okuma yazma öğrenen,yaramaz bir çocuk.Aile sevgisinden mahrum bırakılmış ve sürekli dayak yemiştir.

TOTORA: Zeze’nin abisidir.

EDMUNDO: Zeze’nin dayısıdır.Ayrıca çok zeki ve çok kültürlüdür.

GLARİA: Zeze’nin ablasıdır.

MANUEL VOLODERES: Babasını olmasını istediği Portekizli adam.

Kitabın Anafikri: Sevgisiz yetişen çocukların hayat karşısında nasıl çaresiz kaldığını ve nasıl yanlışlara düştüğünü gözler önüne sermektedir.

Yan Düşünce: Çocukları anlamak için onlar gibi düşünmek gerekir.

Kitap Hakkındaki Düşüncelerim

Yüz temel eser içerisinde yer alan bu kitap uzun süre tartışmalara neden olmuştu. Eşcinsel dürtüleri harekete geçireceğine dair ibarelerin varlığından bahsedilmişti. Kitap içinde o söylemlere benzer ibarelere okurken rastlamadım ya da daha iyi okumak gerekli. Zeze'nin Portuga'ya duyduğu ilgi aile sevgisinin eksikliğinden ileri gelmektedir ve bunun o diğer durumla alakası yoktur bana göre.

Kitap çok akıcı bir dille yazılmış. Bir solukta okunabilir.(Ben okudum) Bir çocuk için didaktik yönleri olan bir kitap. Bazı kısımlarda eleştirel ve yaratıcı düşünceyi harekete geçirecek olaylar yaşanıyor. Masalımsı bir anlatımının olması gerçekten çok iyi ve okunabilirliğini artırmış.

Kurgu ve olay örgüsü harika bir dille birbirine bağlanmış. Olayı destekleyen olaycıklar da ustalıkla olaya bağlanmış.

Yazar Hakkında Bilgi

Jose Mauro de Vasconcelos (d. 26 Şubat 1920 - ö. 24 Temmuz 1984) Brezilyalı yazar.
Yazar José Mauro de Vasconcelos, 26 Şubat 1920 de Brezilya'da Rio de Janeiro yakınlarındaki Bangu kasabasında doğdu. Yarı Kızılderili yarı Portekizli, yoksul bir ailede doğan Vasconcelos iki ayrı kültürün de izlerini taşıdı. Oldukça yoksul olan ailesi, O'nu öğrenimini devam ettirmesi amacıyla Natal kasabasındaki amcasının yanına gönderdi. Orada 19 yaşındayken Potengi Irmağı’nda yüzmeyi öğrendi ve ilerde bir gün yüzme şampiyonu olmanın hayallerini kurdu. Liseyi Natal’da bitirdikten sonra 2 yıl tıp öğrenimi gördüyse de öğrenimini yarıda bırakıp yeni hayaller peşinde Rio de Janeiro’ya gitti. Orada ilk işi boks antrenörlüğü oldu. Tarım işçiliğinin yanı sıra garsonluk ve balıkçılık da yapan yazar, yaşamı boyunca çeşitli işlerde çalıştı. Bu durum, O'na yazdığı roman ve hikâyeler için önemli kaynak sağlamıştır. Değişik ortamlarda, değişik koşullarda farklı insanlar tanıdı. İyi bir gözlemci ve usta olan bu yazarın elinde bütün bu yaşamlardan pek çok roman çıktı ortaya. Bunlar yazarın çok yönlü kişiliğinin ve içinde bulunduğu arayışın bir yansıması olarak değerlendirilebilir.
Genellikle romanlarında, roman karakterlerinin yaşamlarında ki zorlu yaşam koşullarını, yoksulluğu ve şiddeti tüm çıplaklığıyla anlatır; ama özellikle Şeker Portakalı ile onun devamı olan Güneşi Uyandıralım ve Delifişek gibi bazı romanları tüm bunlarla birlikte duygusallık ve iyimserlikte içermektedir. Brezilya'nın ormanlarında ya da step bölgesi sertaolarda yaşayan insanların, elmas avcısı garimpeiroların, yerlilerin, denizcilerin, değişik insanların yaşamlarından kesitleri ve ruh hallerini anlatır.
José Mauro de Vasconcelos’un yazdığı ilk eseri Yaban Muzu (1942)'dur. Beyaz Toprak (1945) isimli eseri en çok beğenilen eserleri arasındadır. Kayığım Rosinha (1961) ile ününün doruğuna çıkan yazarı dünya çapında tanıtan eseri Zéze'nin maceralarını anlatan üçleme romanın ilk kitabı olan Şeker Portakalı olmuştur. Bu romanı 12 günde yazdığını belirten yazar, eserine duyduğu sevgiyi “Ama onu 20 yıldan fazla taşıdım yüreğimde” sözüyle özetlemiştir. Eserin özgün adı O Meu Pé de Laranja Lima’dır (1968). 24 Temmuz 1984'te hayatını kaybetmiştir. (vikipedia'dan alıntılanmıştır.)

Şevket ÖNDER


24 Ekim 2013 Perşembe

Kürk Mantolu Madonna, Sabahattin Ali

Kitabın Adı: Kürk Mantolu Madonna
Yazarı: Sabahattin Ali
Fiyatı: 11Tl
Sayfa Sayısı:160
Basım Evi ve Yılı : YKY/1998 1. Bakısı Remzi Kitap Evi,1943

Kitabın Özeti


İşsizlik denen illet Rasim ve Raif Efendi’nin tanışmalarına sebep oldu. İşsiz kalan ve iyice zor duruma düşen Rasim, arkadaşı Hamdi’nin sayesinde bir işe girişir ve bu sayede romanımız başlamış olur.
Raif Efendi, evli ve birkaç çocuğu olan bir adamdır. İş yerinde Almanca tercümeler yapmaktadır. O kadar naif bir adamdır ki; haklı olduğu konularda dahi kendine kızan insanlara ses çıkarmamaktadır. Sürekli içine attığı dertler dolasıyla bir gece sokağa çıka ve döndüğünde hastalanır. Ölmek üzereyken yanına gelen Rasim’e hatıra defterini verir ve düğüm çözülmeye başlar.
Raif Efendi, yurt dışına gitmiştir ve sabunculuk işiyle uğraşmaktadır. Bir resim sergisine gider ve tabloda gördüğü kadına âşık olur. He gün oraya gider ve tabloyu saatlerce izler. Sonra yanına yaklaşan kadının ithamları onu rahatsız eder ve sergiye bir daha uğramaz.(Kadın tablodaki kadındır ama o bunu fark etmez.)
Kaldığı pansiyonda onun akrabası olan yaşlı bir kadın vardır. Kadın aşık olduğu tablodaki bayanın akrabasıdır bunu daha sonra öğrenecektir.
Bir gün kadını yolda görür ve gece karanlığında onu tanır. Takip ederek çalıştığı gazinoyu bulur. Raif Efendi kadına tutulur ama kadın bir türlü onu sevemez. Daha sonra hastalanır ve yatağa düşer Raif Efendi günlerce basında bekler kadın iyileşince Raif efendiye tutulur. Kadının adı, Maria Puder’dir.(Kürk Mantolu Madonna) Şehir de onun kürküne benzer baksa bir kürk yoktur.
Birbirlerine tutulurlar evlenecekleri sıra Raif Efendi’nin babası ölür. Türkiye’ye döner. Babasından kendine kalan miras çoktan bölüşülmüştür ve enişteleri ona bir şey bırakmamıştır.  Maria Puder’i bir türlü yanına aldıramaz. On sene sonra otelde kendine sarkıntılık eden kadınla Ankara’da karşılaşır ve ondan öğrendiği haberle yıkılır.

Kürk Mantolu Madonna ölmüştür. Üstelik onun çocuğunu doğururken. Kahrolur ve kendide yataklara düşerek ölür.

Kitap Hakkındaki Düşüncelerim

Sabahattin Ali'nin devrim niteliğinde bir eserdir Kürk Mantolu Madonna. Enfes bir olay örgüsüyle yazılmıştır. Hayatın acı gerçeklerini Sabahattin Ali gözlerimizin önüne sermiştir. Sosyalist Gerçekçi olan yazar bize bağlı olduğu akımın özelliklerini net bir şekilde anlatmıştır.

Sabahattin Ali Kimdir


25 Şubat 1907'de Gümülcine'de doğmuştur. 2 Nisan 1947'de Kırklareli'nde ölmüştür. Sosyalis Gerçekçiler akımının en güçlü kalemlerindendir. Çeşitli okullarda öğretmenlik yapmıştır. Devlet Konservaturarlarında dramatörlük yapmıştır. 1948'de çıkan bir yazısı nedeniyle üç ay tutuklu kalmış ve sonrasında serbest bırakılmıştır.

Kitaptan Alıntılar

Hızlı hızlı otele döndüm. Kahvenin gramofonu ve Suriyeli kadının şarkısı kesilmişti. Arkadaşım yatağına uzanmış kitap okuyordu. Bana yandan bir göz attı:
''Ne o çapkınlıktan mı geliyorsun?''

''Ben böyleyim işte'' dedi. ''Ben garip bir kadınım...''

Hazırlayan: Şevket ÖNDER